Görseldekiler ve daha onlarcası...

El birliğiyle büyük bir utanç, büyük bir leke daha eklediler ülkeye...

Kuzeyin doğusunda bir kentte, o kentteki çocukların, o kentin takımına gönül veren milyonların hayallerini, sevinçlerini çaldılar el birliğiyle...

Şike yapıldı bu ülkede...Teşvik primi verildi...
“Trabzonspor şampiyon olmasın diye...
”Ve tespit edildi tüm bunlar...
Tape tape şike, tape tape emek hırsızlığı...Yani Aykut Kocaman’ın da daha sonraları itiraf edeceği üzere, “radar tutuldu Türk futboluna”...

Türkiye’deki tüm mahkemeler şike var dedi, daha sonra yargıtay da öyle..

UEFA sonra, onlar da tüm kurullarıyla tüm süreçleriyle şike var dedi...

Fenerbahçe’nin Trabzonspor’un rakibine teşvik primi verdiği müsabakanın ardından “Bizi bu sene de şampiyon yapmayacaklar hanım” dedikten bir süre sonra kalp krizi geçiren Mustafa abiyi, yıllar sonra yaşayacağımız o büyük mutluluğun nasıl engellendiğini, emeğimizin nasıl çalındığını düşündük biz de tüm bunlar yaşanırken...

Bu ülkede zordu belki ama umutlanmıştık yaşanan gelişmelerle..
Hakkımızın teslim edileceğini düşünmüş, yıllar sonra Kazım’a, Dozer’e, Mehmet Dalman’a, Mustafa abiye bir kupa götürebilme ihtimalinin heyecanıyla dolmuştuk...

Olmadı...

Olmadı çünkü bu ülkeyi yönetenler olmasını istemedi...

Yok saydılar bizi, emeğimizi, sevincimizi, derdimizi...

Bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “TFF’yi yeniden şekillendirerek Fenerbahçe’yi içeride kurtarmanın bir adım daha ötesine geçip, dışarıda da kurtarmak için UEFA’ya kişi ve kurumlar ayrılmalı ricasında bulundu.”

Rıdvan Dilmen’in “şike sürecinde herkesten başka, herkesten fazla Fenerbahçelilik yapmıştır” dediği,Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu’nun “sayın başbakanın verdiği söz üzerine yeniden yargılamaya bizi de alacaklar” dediği, (ve sonuç olarak yeniden yargılanıp aklandıkları)

Milletvekili Mehmet Metiner’in “Fenerbahçe taraftarının bize borcu var, Cumhurbaşkanı olmasaydı Fenerbahçe küme düşmüştü” dediği,

o günün başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı istemedi...

Milletvekilleriyle, parti yöneticileriyle süreç boyunca hep Fenerbahçe’nin hakkı yenildiği yönünde demeçler veren, son olarak işi gücü bırakıp Fenerbahçe Kulübü’ne kadar giden, diğer partilerle birlikte şike yasasına destek veren Kemal Kılıçdaroğlu istemedi...

Devlet Bahçeli istemedi...Hatta grup toplantısında UEFA’yı yerden yere vurarak, Fenerbahçe’ye verilen cezayı eleştirerek, Fenerbahçe’ye haksızlık yapıldığını dile getirerek, tıpkı diğerleri gibi şike yasasına destek vererek istemedi...

Trabzon istemedi daha acısı...
Boyun eğdirmek, susturmak istediler siyasetle, gönderdikleriyle, görevlendirdikleriyle...Başardılar..

“Trabzonlular olarak şikeyi unuttuk” diyen Erdoğan Bayraktar’ı, mitinglerden geri alamadığımız eski kulüp başkanını, şehirlerini, şehirlerinin en büyük değeri Trabzonspor’u, koltuklarından ve partilerinden daha değersiz görev parti yöneticilerini, milletvekillerini gönderdiler...

Ayırdılar, ayrıştırdılar, “şike” diyeni, protesto edeni vatan haini ilan edecek konuma getirdiler...

Ama unuttular...

Kuzeyin doğusundaki bu kentte de, ve o kentin takımına gönül verenlerin içinde de hala onurunu, gururunu, kimliğini her şeyin önünde tutan, Trabzonspor’una yapılan bu büyük haksızlığı kabullenmeyen, öfkesiyle, inancıyla hep dimdik duran yüz binler var.

İsteseniz de, istemeseniz de var olacaklar.

EMEKLE, GURURLA

2010-2011 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR!



VİRA